Kamçatka

Merhametsiz güzellik; KAMÇATKA

Kamçatka; Rusya’ya bağlı Kamçatka Krayı’nda, Asya’nın doğusunda Büyük Okyanus’ta Ohotsk Denizi ile Bering Denizi arasında yer alan yarımada. Üzerinde bazıları halen aktif durumda olan kırka yakın yanardağ mevcut. 60 derece kuzey enlem dairesinde, kuzey kutup dairesinin hemen altında, geçmiş dönemlerde üzerinde az sayıda yerli halkın yaşadığı, 1651 yılında keşfedilmesinden sonra 1875’ten itibaren Japonya’ya aitken 1945’te Sovyetler Birliği’ne geçmiş, bugün Rusya Federasyonu’na bağlı Sibirya’nın kuzey doğusunda Kamçatka yarımadası.

Sabah erken uçakla Rusya’nın Viladivostok şehrinden Türkiye’den epey uzakta 9 saat zaman farkı olan, Rusya’nın Sibirya bölgesinin kuzey doğusunda, Pasifik Okyanus sahilinde 300 bin nüfuslu bir yarımada olan Kamçatka’nın önemli merkezi Petropavlovak’a geldik. Buraya öyle, hadi biletimi alayım da bir dolaşıp geleyim olmuyor. Önce ilgili mercilere kimlikler, kaç gün kalacağınız ve gideceğiniz rotaları bildiriyorsunuz sadece o yerler için uygun olursa izin çıkıyor. Farklı yerlere gitmek isterseniz yeniden izin gerekiyor. Burası, Rusya’nın Pasifik Okyanusu’nu kontrol ettiği önemli askeri merkezlerinden ve füze rakamlarının olduğu yer. 1990 yılına kadar burası askeri bölge olup, askerden başka kimse alınmıyordu. Sonraları sadece Rus vatandaşlarına buraya giriş ve yerleşme izni verilmiş. Simdiler de biraz turizme açılmış ancak buraya gelecek bütün yabancılar izin almak zorunda, bizi de uygun gördüler izin verdiler gelebildik.

Buraya ulaşım hava yolu ile oluyor, tren veya karayolu ile ulaşım yok, denizden ise, gerek hava şartları gerekse yeterli talep olmadığı için bu yol da kapalı. İç ulaşım da çok kolay değil. Birçok yere coğrafi nedenlerden karayolu bağlantısı yani ulaşım yok. Ulaşımı zor olan yerlere ancak pek de ucuz olmayan fiyatlarla helikopter ile ulaşmak mümkün. Son yıllarda artan bir turizm başlamış. Yarımadanın ana kara ile birleştiği yer geçit vermez dağlık bölge olduğu için burada yaşayanlar kendilerini ana karadan kopuk sanki ada da yaşıyor gibi hissediyorlar.

Buranın sezonu Haziran, Eylül arası, Eylül sonrası ciddi soğuklar başlıyor ve 15 metreye varan karlı havalar.

1854 yıllarında İngiltere ve Fransa stratejik önemi olan burayı, bölgede hakimiyet kurup kontrolü ele geçirmek için işgal etmek istemiş, ancak dağların yamaçlarında gizlenmiş topçu bataryalarının yoğun ateşi nedeni ile başaramamışlar. Bizde bu tepelere gizlenmiş top bataryalarını görmeye gidiyoruz nasıl şeyler diye. Doğrusu bizim Osmanlı toplarından pek fark yok. Sonraları Japonlar buraya göz dikmişler, epey mücadele olmuş ama onlar da burayı ele geçirememişler.

Tepenin üzerinden harika körfez manzarası, karşı da her birinin ismi olan yanardağlar. Sahilde geziyoruz Ağustos ayındayız, soğuk ve rüzgar birlikte dans ediyorlar. Hem soğuk hem rüzgar olunca manzara keyfimiz biraz kısa oldu. Hava birden değişebiliyor, güneşli iken soğuğa, yağmurdan rüzgara.. Merhametsiz güzellikler beldesi..
Daha sonra yarımadanın Pasifik Okyanusu tarafına bakan sahilinde siyah kum plajına gidiyoruz. Yıllar içinde yanardağlardan fışkırıp sonrasında soğuyan lav taşları zamanla dalgaların ve doğal şartlarının sonucu olarak iyice ufalanarak siyah kum gibi olmuş. Bu nedenle buraya siyah kum plajı deniyor. Okyanus, haşmetini ve kudretini yarattığı dalgalar ile çok açık bir şekilde anlatıyor.

Kamçatka coğrafi olarak ortalama 60. enlem kuşağında, hemen hafif kuzey doğusu Bering boğazı ve Alaska. 1867 yılında imparator II. Aleksandra,, kendilerine ait olan bölgenin bir kısmını soğuk ve buzdan başka bir şey yok boşuna elimizde tutarak savunmak için masraf ediyoruz diye buyurmuş ve 7.2 milyon Dolara bugünkü Alaska topraklarının olduğu yeri Amerikalılara satmış. Bugün en zengin petrol yataklarının olduğu yerlerden biri olan Alaska ve kuzey buz denizi Amerikalıların kontrolünde. Ha ha, enayiliğin böylesi.
**
Kamçatka yarımadasında üç yerleşim yeri var. Petropovlovsk-Kamcatsky ve Yelizovo şehirlerinde sivil halk yaşıyor, Viluginsk şehrinde ise askeri üs ve ciddi silah ve füze rampalar bulunuyor bu nedenle bu bölgeye giriş yok

En yüksek volkanlardan biri olan Velugısky volkanına gidiyoruz. Bugün üç rehber bize eşlik ediyor, bölge ayıların olduğu bölge, ellerinde telsiz ve içinde ayıları kovmak için özel gaz bulunan koca sprey tüpler. Ya çocuklar yapmayın bizim memlekette bu ayılardan daha vahşi insan kılıklı hayvanlar var, biz onlarla yaşamaya alışığız falan dedik ama anlatamadık! Gidiyoruz ama demek ki durum ciddi, biri en önde, biri ortalarda diğeri en arkada tek sıra halinde daldık ormanın içine. Zor bir patika yol, kayboldun yandın, yolu bulamazsan ayılar öper seni artık. Neyse taşlar, dereler sular sonunda yanardağın buzulları gözüktü. Hava kapalı ve hızla değişiyor, yanardağın üstüne büyük bulutlar çökmüş, pek dağılacak gibi gözükmüyor. Buzulun üzerinde epey oyalandık, fotoğraflar falan. Burada her yıl temmuz ayında snow board, kar kayağı yarışmaları yapılıyor ve bu konuda önemli yerlerden biri. Gene aynı düzen kaybolmadan aşağıya indik. Piknik usulü güzel bir yemek, çay keyfide tamam, bundan iyisi olmaz.

Buradan, gene bir volkanın yamacında olan termal sıcak su havuzuna gidiyoruz. Gene ayıların bölgesi, araçtan indikten sonra gene aynı düzen tırmandık zorlu yollardan tepelere. Hava soğuk cesaretli olanlar doğal sıcak termal havuzun keyfini çıkardı. Tamam dönüyoruz gene aynı yoldan. Karşılaşmadık ayılarla, hayattayız.

Hafiften çarşı pazar, ufak tefek Kamçatka hatıraları, akşam oldu bile.

**
Sabah kuzeye doğru kocaman tekerlekleri olan oldukça yüksek kamyon gibi bir araç ile halen aktif olan Avaginsky ve Koryaksky yanardağlarının arasında bulunan Deve Dağının eteklerindeki vadiye gidiyoruz. Bir süre sonra yoldan ayrıldık buzul yatağında kocaman taşlar, kayalar, çukurlar yata yamula ilerliyoruz. Buraya başka hiçbir araç ile gidilemez. Yukarı çıktıkça hava soğumaya başladı, sonunda kamp yerine geldik. Hava, hissedilen sıcaklık herhalde -10 dan daha yüksek değil, rüzgar tipi şeklinde, minik buz parçacıkları insanın yüzünü acıtıyor. Ağustos ayındayız, aslında bu kadar olmaması gerekirmiş. Kıyafetler böyle bir hava için hiç uygun değil, yazlık pantolon, gömlek, ince mont spor ayakkabı. Yani burada zemheri zürafası gibiyiz. Her iki yanardağ da bizden epey uzak, hava da kapalı, tipi yağışlı olunca gözükmüyorlar bile. Aslında program, buradan zirveye doğru biraz yürümekti. Gelmişken hiç olmazsa biraz yürüyelim dedik ama doğrusu yemedi, tipi bastırıyor yürümek zor, zaten kafanı kaldıramıyorsun bile. Burada, her yıl farklı tarihler de kar festivalleri yapılıyor ve uluslararası katılımlar oluyormuş. Aslında güzel kamping yeri, kalmak için birçok yer var hepsi de gayet güzel ve korunaklı. Bizde bunlardan birine girdik oh be, biraz kemiklerimiz ısındı kendimize geldik. Masa atıştırmalık yiyecekler ile donatılmış iyi geldi., Hemen ardından da öğle yemeği olunca, farkında olmadan harika bir sürü şeyler yedik. Yediğim en güzel somon füme, on puan. Pasifik somonu da bir başka oluyormuş, hafif etli de kesmişler valla lokum sert kalır, son olarak geyik eti çorbası ile kapattık yemek faslını. Bütün bunların hazırlanması servisi için bizle birlikte bir de aşçı geldi, keyfimiz gıcır, tamamdır. Tekrar hafif bir yürüyüş denemesi daha, gök Tanrı bugün izin vermeyecek anlaşılan. Normalde Eylül ayından itibaren kar yağışı başlıyor ve metrelerce kar… Buralarda özel yerleşim yerlerinde toprağın altından ulaşım için tüneller varmış. Bu bölge ve volkanlar halen aktif olduğu için bütün volkanlar tek madde altında Unesco Dünya Miras listesinde.

Buzul yatağından dönüyoruz, doğru balık pazarına. Duyduk ki kuzey denizi balıkları gayet uygun fiyatlar ve havyarları. Alamasak da gözümüz doyar dedik, hadi gidiyoruz. Kasap dükkanı önündeki kediler gibi dolanıyoruz, koca koca balıklar neredeyse üç para. Dayanamayıp, götürebileceğimiz kadar havyar ile yetindik, ama aklımız orada kaldı doğrusu.

Pasifik okyanusunda farklı türlerde somon balığının yanı sıra birçok kuzey deniz balığı da var ve doğal yaşam alanları buralar. Böyle olunca her yerde bolca ve gayet uygun fiyatlara hem somon balığı hem de havyar bulmak mümkün, meraklısına..

Kamçakya, volkanları bol olduğu, yani dünyanın hava kaçırdığı ve sık sık depremlerin yaşandığı her günün heyecan ile dolu olduğu ve vahşi doğanın hakim olduğu bir yer. Bunların yanı sıra, diğer konu da, somon balıklarının üreme dönemlerinde doğdukları göle gelip yumurtalarını bırakmaları ve sonrada ölmeleri. İşte bu dönemde bölge de yaşayan ayılarının büyük kısmı buralara somon balıklarını avlamaya gelirler. Aslında o dönemler buraya gelinebilir.

Akşam güzel bir restoran ve keyifli akşam yemeği. Organizasyon müthiş, neredeyse her gün acıkmadan tıka basa yemek yiyoruz..

**
Rusya’nın doğusunda eşsiz doğal güzellikleri olan bir yer. Yaşam kaynağının ağırlıklı balıkçılık olduğu, 472,300 km² ve 1200 km. uzunluğundaki volkanik yarımada da bazıları halen aktif 160 dan fazla yanardağ bulunmaktadır. Yaklaşık 400 bin nüfusu olan Kamçatka da çoğunluk endüstri, turizm, ticari merkez ve liman şehri olan Petropavloksk da yaşar. Halkın önemli geçim kaynağı balıkçılık, orman ürünleri, av hayvanları ve kürkleri.

Halen aktif olan volkanların püskürttüğü lavlar nedeniyle devamlı olarak genişlemekte, yüzölçümü büyümektedir. Ekim ve Nisan aylarında dünyanın en soğuk yerlerinden biridir ve her yer donar. Sürekli depremlerin yaşandığı, yanardağların coştuğu, ateş ile buzun dans ettiği, vahşi yaşamın yarattığı merhametsiz güzelliğin olduğu, tabiatın güzellik yarışması gibi gösteriler sunduğu dünyanın kenarında, insanların zulmünden korunmuş, yeryüzünün en bakir yerlerinden Kamçatka.

19 aktif volkan 1966 yılında Unesco tarafından Dünya Doğal Mirası Listesi’ne alınmış. Bu volkanların en yükseği 4750 metre ile Klyuchevskaya Sopka ancak kusursuz konisiyle en güzel, en etkileyici volkanı ise Kronotsky Volkanı.

Bugün eve dönüş, uzun bir yolculuk bizi bekliyor.

Hayrettin Kağnıcı
Ağustos 2018
www.hayrettinkagnici.com

error: iletişim : [email protected]