İsrail

Kutsal topraklar, Kudüs yani Jerusalem,.. Hz. İsa’nın Romalılar tarafından çarmıhı ile yol boyunca dolaştırılıp getirildiği ve çarmıha gerildikten sonra gömüldüğü , sonra da buradan göğe yükseldiği ,daha sonraları daburada yaptırılan Hıristiyan alemin de kiliselerin anası olarak kabul edilen en onemli kutsal yer , Kıyamet Kilisesi (Saint Sepulcre Bazikası ) .Aynı duvarı paylaşan hemen bitişik Hz. Ömer cami. Birkaç yüz metre mesafede MÖ. 1000 yıllarında Hz. Davud’un oğlu Hz. Süleyman tarafından yaptırılan Yahudi alemi için en kutsal olan Hz. Süleyman Tapınağı , hemen üzerinde MS. 600 lu yılların sonlarında yaptırılan içerisinde Mescid-i Aksa ve Kubbetüs Sahra’nın da bulunduğu yaklaşık 160 dönüm alan Haremi Şerif . Hz. Muhammed’in Allah’ın yüce katına yükseldiği yer.

Bu gün, Hz .Süleyman tapınağından kalan duvar,yani ağlama duvarına geldik.Kontrollu girişten sonra büyük bir meydan , herkesin yüzü duvara dönük dua ediyor. Siyan elbiseli , siyah şapkalı yandan bukle saçları sarkan Yahudi’ler çoğunlukta .Bunlara Hassidim deniyor, koyu dindar olanlar askere gitmez, vergi vermez, çalışmaz, sadece Tevrat okur ve dua eder, devlette bunlara bakar, oh ne güzel .Nüfusa oranla azda değiller hani.Kendinden geçercesine sallanarak dua edenler, etrafı süzerek dua edenler iç içe. Hemen bitişik olan Mescidi Aksa’ya gidip bizde dua edelim dedik. Vardık kapıya ,…duuur. Durduk, pasaport kontrol, askerler pasaportlarımızı evire çevire kontrol ettiler, geç, geçtik ,tekrar, duuur…. Kocama bir Arap yol kesti, Fatiha’yı oku,..pardon!..Fatiha suresini oku, okuduk geçtik.Okuyamayana geçit yok . Baktım herkes sınavı geçmiş toplandık. Önce Kubbetüs Sahya’ya gittik. Altın kubbeli muhteşem yapı, Hz. Muhammedin gökyüzüne, Allah’ın huzuruna yükseldiği yer.Müslüman aleminde Recep ayının 27.sinde olduğuna inanılan bu büyük buluşma Mirac kandili olarak kutlanır.Girdik dua ettik , aynı alanda olan Mescidi-i Aksa camisine geçip burada da dualar edip ibadetimizi tamamladık. Dualarımız kabul olur inşallah , tez zamanda kalıcı barış olur.

Bütün sokakların da cami , kilise , sinagog lar olan, dünyanın en eski şehirlerinden biri, tarihi , kutsal Kudüs. Bütün semavi dinlerin ve bütün inançların temeli olan barış sevgi ve hoş görü,burada nasıl oluşacak ….bir sokak Arap mahallesi, yan sokak Yahudi mahallesi, diğer sokak Hıristiyan mahallesi .Gözüken o ki beraber yaşamaktan, ortak sevgiden başka yol yok. İşte Kudüs böyle bir yer.Bir süre sonra dilime Şenay’ın eskilerde kalan şarkısı takılıyor……. İnsanlar el ele tutuşsa, bütün dünya buna inansa, hayat bayram olsa….. Belki , bir gün,inşallah,dileklerimiz ile devam.

Bu gün Filistin Batı Şeria özerk bölgesine gidiyoruz.Tamamen İsrail toprakları için de özerk ama izole bölge. Mutlaka İsrail topraklarından geçmek gerekiyor gitmek için.Kontrol noktalarını rahat geçtik. Geçtiğimiz yollar İsrail’e ait ancak yol bariyerlerinin hemen dışı Filistin toprakları , komik gibi sanki. Hani yolda bazen papatya toplama molası istenir ya,öyle bir durumda bireysel sulama işlemi için Filistin’e geçip tekrar İsrail’e dönmek gerekir. Filistin Batı Şeria’da Beytülrahim’e (Betlehem) geldik..Bir süre sonra İngilizce konuştuğuna karar verdiğimiz Filistin’li rehberin peşindeyiz.Kaybolmayalım diye devamlı sayılıyoruz.Hz.İsa’nın doğduğu kabul edilen yer ve üzerine yapılan Nativity Kilisesi, Daha bakımlı olabilirmiydi diye düşünüyorum!.Çevreyi ve çarşıyı gezdik, tipik Arap şehri.Dağınık, müzik, karmaşa…Yolda büyük gürültü, yarı bellerine kadar arabalardan sarkmış ellerinde Filistin bayrağı olan bağrış çığrış 20-30 arabalık konvoyla Filistin’liler.Ne bağırıyorsunuz diye sormak geçti içimden, yemedi,.. sıkmadı derler ya ..Gene sağımız-solumuz Filistin,önümüz-arkamız İsrail olan yoldan dönüyoruz.

Bu gün önemli, Golan tepelerine gidiyoruz.Hep merak etmişimdir ,hem tepe gibi hem de önemli. Yol boyu askeri bölgeler ve askeri araçlar .Çıktık tepeye , gördük ,Suriye ile sınır olan gerçekten stratejık önemi olan bir yer.Suriye sınırı nereden başlıyor diye sorduk. Cevap ‘ yeşilin bittiği yerden ‘.Suriye sınırına kadar neredeyse her yerde tarım yapılıyor , ağaçlık, yeşil. Karşı taraf sarı çöl toprağı. Belki de Suriye ’liler burayı çöl olarak seviyordur diye düşünüyorum. Buradan Hz. İsa’nın vaftiz olduğu Ürdün nehrine geldik.İnsanlar buraya gelip suya girerek günahlarından arınıyorlar. Kendimi dinledim, geçmişimi gözden geçirdim, şimdilik idare eder, dedim girmedim kutsal Ürdün nehrine.Önemli yerlerden biri de Nazareth . Meryem Ana’nın Hz. İsa’ya hamile olduğunu açıkladığı yer ,Güzel Meryem Kilisesi ( Church of the Annunciation) .Eski kalıntılar üzerine yapılmış yeni muhteşem bir kilise.Yahudi rehberimiz, nedense buraya pek gelmek istemedi zorla da olsa çok kısa bir tur ile geçiştirdik.Aslında burada çok hikayeler vardı.Bir başka sefer inşallah diye fazla zorlamadık.

Massada,Lut gölü,Tıberias ,Nazareth, Haıfa ,Akka,Jaffa ve Tel Aviv.Buralara yaklaştıkça medeniyeti fark ediyorsunuz.Trafik sıkışmaya ,binalar uzamaya başladı…Modern şehirler..
Bir çok yerde Osmanlı’nın ayak izlerini görmek mümkün. Camiler ,saraylar,hanlar ,hamamlar ,surlar.. Son bin yılın sayfalarını hızla çevirince,..Hey gidi Osmanlı hey..Bir zamanlar neymiş…

Atatürk’ün 1920 lerden sonra ülke kalkınması için önem verdiği konulardan biri de,köy kentler, kooperatifler,köy enstitüleri,halk evleri gibi projelerdi.Zaman için de bunlar gereksiz veya ideolojik nedenler gösterilerek kapatıldı.İsrail 1950 lerden itibaren benzer proje ile çok fazla işler başarmış.Kibbutz adı verilen tamamen kooperatif düzeninde olan birimler. Önceleri herkesin eşit kabul edildiği ortak yaşamı benimsemiş, sonraları modern yaşama uyarak katı disiplinden uzaklaşmışlar.Bu gün İsrail’de 200 ün üzerinde kibutz var.Her biri farklı alanlarında çalışıyor.Tarım,hayvancılık,elektronik,savunma sanayi,turizm,tıp,ilaç sanayi….gibi.Bu konulardan bazılarında gerçekten teknolojik olarak belli bir yere gelinmiş.Her türlü bilimsel araştırmalar da yapabilen ve tamamen ticari amaçla üretim yapan kibutzlar ürettiklerini devlete veya herhangi bir yere satabiliyorlar.Yuda çölü ortasında ki bir tarım kibutzuna uğradık. Çölün ortasında her türlü tarım yapıyorlar.Dalından mandalina..harika… Bu gün İsrail’in gelişmesinde ki en önemli projelerden biri. Bizde, Atatürk’ün benimsediği, bizim aklımızın yetmediği için yasakladığımız bu proje devam etseydi, Türkiye bu gün daha mı kötü olurdu ?… Hayır,bir çok konuda çok farklı olurduk diye düşünüyorum.

Cuma, artık dönüş yaklaştı, uyarı geldi ihtiyaçlarınız varsa alınız, öğleden sonra ve Cumartesi her yer kapalı.Hanımlardan ,”fark etmez biz alış-veriş yeri buluruz” diye yanıt geldi..Hah, haa…erkeklerin mutluluğu.Cuma öğleden sonra Şabat başlıyor, her yer kapalı,açık yer yok.İnanışa göre Tanrı evreni/dünyayı altı günde yaratmış, yedinci gün dinlenmiş.Bu nedenle Cuma öğleden sonra ve Cumartesi açık bir yer bulmak neredeyse imkansız.Özellikle dindar olanlar,kesin para işleri ile uğraşmıyorlar ve hatta metal olan şeylere dokunmuyorlar bile.Doğrusu, Yahudi’ler için paradan uzak olmak çok zor olsa gerek.

Dünyanın dikkat ile izlediği ,manipülasyonların bol olduğu,bizim de etkilendiğimiz Ortadoğu’da bitmeyen çile.Karanlık odada,siyah masada oturan,siyah elbiseli, kara gözlüklü adamaların verdiği kararlar ile yürüyen işler.Aynayı karşımıza oturtsak ve dürüst olarak konuşsak, barış istiyormuyuz diye!!….Özellikle barış için büyük çığlık atanları duymak isterdim. ….

Bu gezi ile ilgili fotoğraflara aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

Diğer geziler ile ilgili fotoğrafları da www.hayrettinkagnici.com dan ulaşabilirsiniz.

Sevgilerimle

Hayrettin Kağnıcı
Ekim 2013

Bir cevap yazın

error: iletişim : [email protected]