Hayrettin Kağnıcı – Müslümanlığa Yön Verenler


“Dinler, insanların dünyayı anlamak ve hayatın zorluklarına bir anlam katmak için oluşturduğu mitolojilerdir, bu mitolojiler insanın korkularını ve umutlarını yansıtır ancak bilimsel gerçeklikten uzaktırlar”

Bu çalışmayı yaparken oldukça tarafsız, objektif olarak konulara bakmaya, yazılanları akıl ve mantık süzgecinden geçirerek paylaşmaya çalıştım. Benzer konular için, öyle farklı değişik açıklamalar, yorumlar vaki çok farklı anlamlar çıkıyor. Bunun sebebi de konunun belgelere ve bilimselliğe dayalı olmaması, ilk başlangıç yani sıfır noktasından başlayan ve kabuller üzerinden gelen doğma bilgiler üzerine inşa edilmiş olmasıdır.

Türkiye de yönetimin, Müslümanlık adına insanları nasıl yoksullaştırdığı ve büyük yolsuzluklar yaptıkları ve gerektiğinde bütün bunları din adına yaptıkları şeklinde açıklalar yapıyorlar. Bu dururum sonucunda, ekonominin içinden çıkılmaz hale gelmesi, yoksulluk ve sefaletin artması sonucu olarak ahlak değerlerinin azalması, insanları ve sebep-sonuç ilişkisi gözden geçirip neden” sorularının cevaplarını akıl ve mantık süzgecinden geçirilmeye başlanması, söylenenlerin belge ve kaynaklarının
araştırılması, dinde aydınlanma olarak yorumlanabilir mi?

Bu nedenle, Atatürk, Kuran ve Ezan kolay ve doğru dürüst anlaşılsın diye, Türkçe okunması konusunda çok uğraştı, ama dincilerin işlerine gelmedi!

Kutsal kitap; ağırlıklı olarak ahlak, erdem, fazilet, adalet ve yardım severlik konularında daha anlaşılır,açık ifadelerle yol gösterici ve rehber olsaydı, dünya daha mı adaletli ve barış içinde olurdu? Belki itiraz edebilirsiniz, ancak rakamlara baktığımız zaman, bir kaç Ortadoğu ülkesi hariç dünyanın en fakir, yoksul ve sefil ülkeleri Müslüman ve bunların liderleri de dünyanın en zenginleri ise ve de Müslüman ülkeler birbirleri ile din yüzünden savaşıyorlarsa, bunda bir yanlışlık yok mu?

Neden, bütün din ulemaları, özellikle en baştakinden itibaren hiç biri, hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet, sahtekârlık, devlet malını çalmanın çok kötü ve büyük günah olduğu konularında çok mecbur kalmadıkça konuşmaz, artan kanunsuzlukların ve ahlaksızlıkların üstüne gitmez de aksine örtbas etmeye çalışırlar? Yoksulluk, fakirlik, insanı güzelleştirir, Peygamber efendimiz de fakirdi, akşamları bir hurma yerdi, fakirler, zenginlerden beşeyiz yıl önce cennete gidecekler, şükretmek Allah’ uzanan
yoldur gibi laflarla hep kıl verir yol gösterirler konuşurlar da kendileri uymazlar. Yoksa!

Neolitik yani taş devrinde, İnsanların en büyük sorunu beslenme ve barınmaydı. Bugün dünya Müslümanların da en büyük sorunu belenme ve barınma ise, bu kadar geçen binlerce yıl ne değişmiş? Sadece liderler ve yandaşlar, dini değerleri kullanarak kendi refah seviyeleri yükselmiş, halkları yok saymışlar. Türkiye’de olduğu gibi, yönetim ve onlar adına çalışan 80 milyon marabaları!

”Felsefe ve matematik bilmiyorsan, hayatı anlayamazsın.
Beyninin nasıl çalıştığını bilmiyorsan, insan ve davranışlarını anlayamazsın.”

Hayrettin KAĞNICI

Güncelleniyor.

error: iletişim : [email protected]